Bir sorunuz mu var?
KAMU ALACAKLARINDA TEMİNAT HANGİ HALLERDE İSTENİR VE TEMİNAT OLARAK NELER KABUL EDİLİR
Mbt. nin Değerli Üyeleri,
Kamu Alacaklarının korunması hükümlerinden bir tanesi de Amme alacağının teminat altına alınmasıdır. Kamu alacaklarına karşılık Teminat veya diğer bir değimle güvence talep edilmesi tabi ki bazı yasal şartların oluşması halinde mümkündür. Öncelikle teminat alınması veya kamu borçlusundan teminat istenebilmesi için ilk koruyucu madde 6183 sayılı kanunun 9. Maddesinde yer almıştır. 9. Maddeye göre Kamu alacağına karşılık teminat isteyebilmek için 213 Sayılı Vergi usul kanunun 344. Maddesinde de değinildiği gibi 341. Maddesinde belirtilen mükellef veya vergi sorumlularının vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmesini veya eksik tahakkuk ettirilmesinden dolayı kayba uğrayan (vergi zıyaı) nın bir katı tutarında vergi zıyaı cezasının kesilmesi ve bu vergi kaybına yol açan işlemlerin Vuk. 359 Maddeye göre a) vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan,
1) Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hilesi yapanlar. Gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge ve diğer kağıt ortamlarına kaydedenler.
2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler ve bu belgeleri kullananlar hakkında İnceleme elemanlarınca yani Vergi Müfettişlerince, Vergi Müfettiş Yarımcılarınca, İl’in en büyük mal memuru veya Vergi dairesi Müdürlerince yukarıda yazılan haller sonucu incelemeye başlanmış olduğu takdirde ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince, Teminat olarak Para, Bankalar ve özel finans kurumlar tarafından verilen süresiz teminat mektupları, Devlet iç borçlanma senetleri, Milli esham (paylar) ve tahvilat, İlgililer veya ilgililer lehine üçüncü şahıslar tarafından gösterilen ve alacaklı amme idaresince haciz varakasına dayanılarak haczedilen menkul mallar ile gayrimenkul mallardan ayrıca bar, otel, han, pansiyon, çalgılı yerler, sinemalar ile oyun ve dans yerleri, birahane, meyhane ve genelevler içerisinde bulunan eşya ve malzemeleri teminat olarak isteneceği bu teminatları sağlayamayanların ise ilgili tahsil dairesinin kabul etmesi halinde noterden tasdik edilecek bir şahsi kefalet sözleşmesi ile muteber bir şahsı kefalet olarak kabul edilebileceği belirtilmektedir. Her ne kadar son zamanlarda İnceleme elemanlarınca başlanılan bir incelemeye yukarıda şartların oluşması halinde tahsil dairelerince teminat istenilmesi kanuni bir zorunluluk gibi görünse de teminat isteme yönünde tahsil dairelerince uygulanması biraz önemsenmese de, Yine yukarıda yazdığım hallerin oluşması yani teminat istenmesini gerektirir hallerin oluşmasına rağmen a)Borçlunun belli bir ikametgahı yoksa b) Borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimali varsa ilgili amme idaresinin mahalli en büyük memuru yani ilerde Vali’lerin ilçelerde Kaymakamların imzalayacağı ihtiyatı haciz varaskına da istinaden yukarıda sözü edilen teminat hükmünde olan eşyaların ve diğer esham, tahvilat, menkul ve taşınmaz malların teminat olarak kabul edileceği hatta elektronik ortamlarda bankalar, Tapular, Trafik tescil şubelerine yazılacak olan yazılar ile bunların kayıtlarına ihtiyati haciz tatbik edilerek koruma altına alınmasıdır. Bunlarım muvazaalı bir şekilde elden çıkarılması halinde de İvazsız tasarrufların hükümsüzlüğünü içeren 27,28,29 ve 30. Maddeler göz önüne alınarak ilgili tahsil dairelerince yerel Mahkemelerde iptal davası açılmaktadır.
Yine Amme alacağını vadesinde ödemeyen borçlular için borçlarını ödemeleri için düzenlenen ve borçlu mükelleflere tebliğ edilen ödeme emirlerinde de Borcun tebliğ tarihinden 15 gün içerisinde ödenmesi ve mal bildiriminde bulunması istemi amme alacağının korunma hükümlerinden birisidir. Bu borçlulardan amme alacağının tahsiline engel olanların ise yine 6183 sayılı kanunun 110, 111 ve 112 nci maddeleri uyarınca hapis cezası ile cezalandırılacağı açıktır.
Burada kendisine teminat olarak kabul edilen, Ancak bana göre çoğu hacze yetkili Memurlarının gözden kaçırdığı ve istemeden de olsa kamunun zararına neden olan bir vergi teminatından bahsetmek isterim. Bu teminat şekli ise 3065 Sayılı Katma Değer v:kanunun 55. Maddesinde açıklanmıştır. Söz konusu maddeye göre Mükelleflerin fabrika, imalathane, ticarethane, şube satış mağazası ve depolarında mevcut ilk madde, yarı mamul madde stokları, üçüncü şahıslara satılmış veya rehnedilmiş olsa dahi katma değer vergisi ile zam ve cezalarının teminatı hükmünde olup, bedelinden ilk önce sözü edilen hazine alacağı tahsil olunur denilmektedir. Yani bir amme borçlusunun satmış olduğu, parasını aldığı faturasını düzenleyip kayıtlarına geçirdiği ve henüz teslim etmediği ürünleri ile ilgili olarak şahsi dairesince yapılacak hacze karşılık hem kendisi tarafından hem de üçüncü şahıs tarafından istihkak iddiasında bulunulsa dahi diğer vergiler için istihkak iddiaları kabul edilse de bu mallara isabet eden katma değer vergisine isabet eden tutarın istihkak iddiasında kabul edilmeyip öncelikle teminat olarak kabul edileceği ve paraya çevrilmesi halinde öncelikle katma değer vergisinin tahsil edileceği gözden kaçırılmamalıdır.
Saygılarımla,
Mustafa Günşen