Bir sorunuz mu var?
KONKORDATO KOMİSERLİĞİ UYGULAMASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Bilindiği gibi Konkordato isteyen şirketler/şahıslar (gerçek veya tüzel kişiler) öncelikle; şirketin ilgili belgeleri ile, Ön Projelerini ve bu projeye alınması gereken, Kamu Gözetimi Kurumu’ndan (KGK) yetkilendirilmiş Bağımsız Denetim Kuruluşları/Şirketleri tarafından verilen MAKUL GÜVENCE RAPORU’nu alarak ticaret mahkemesine müracaat ederek Konkordato Talebinde bulunurlar.
Yeri gelmişken belirtmek isterim ki; KGK’nın 6 kişilik Kurul Üyelerinin 23/03/2020 tarihi itibariyle aldıkları (tartışmalı !…) karara göre, Makul Güvence Raporunu daha önce yetkilendirdikleri Bağımsız Denetim Kuruluşları (Kayik Hariç ve Kayik Dahil) verebilirken, bu karar ve bu tarihten sonra sadece Kayik Dahil denetim yapan şirketler tarafından yapılacağını bilgilerinize sunarım.
Mahkeme evraklar üzerinden yaptığı inceleme sonucunda Konkordato Talebini kabul ettiğinde müracaat eden şirkete/şahısa 3 ay Geçici Mühleti verir. Daha sonra Konkordato Komiser Heyetinin mahkemeye verdiği şirketle ilgili raporlar çok önemlidir.
Mahkeme heyeti Komiser Heyetinin raporlarını ve diğer müracaatları gözönüne alarak 3 ay sonunda Geçici Mühleti, Kesin Mühlete çevirerek (12 Ay) daha uzatabilir. 12 aydan sonra da verilecek raporlar ışığında 6 ay daha uzatma verilebilinir. Amaç şirketi yaşatmaktır.
Bu kısa girişten sonra, konkordato talebine olumlu bakan ve geçici mühleti veren mahkeme, kararında İcra ve İflas Kanunu’na (İİK) göre o şirkete “Konkordato Komiseri” atayarak görevlendirir.
Atanan bu Konkordato Komiseri Heyeti genelde 3 kişiden oluşturulur. T.C. Adalet Bakanlığının 30/01/2019 tarih 30671 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelik”in; Komiserin Görevlendirilmesi başlıklı Madde 5’de belirtilen (2) fıkrasına göre, “Üç komiser görevlendirilmesi durumunda; Komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Bağımsız Denetçiler arasından seçilir. Seçilecek komiserlerden bir diğerinin ise hukukçu olması tercih edilir.” denilmektedir.
Mahkemeler genellikle Konkordato Komiser Heyetini, Bağımsız Denetçi, Muhasebe-Finans/Mali Müşavir ve Hukukçu meslek gruplarından oluşturur. Görüldüğü gibi Mali Müşavir meslektaşlarımızın hem Mali Müşavir olarak hem de Bağımsız Denetçi Belgesine sahip meslek mensubu olarak şansları yüksektir.
Ticaret Mahkemeleri tarafından atanan Konkordato Komiser Heyetine mahkeme kalemi atama kararını tebliğ eder ve Komiser Heyeti göreve fiilen başlamış olur.
Komiser Heyeti ücreti; her ay, ayrı ayrı nasıl ve kimin tarafından ödeneceği mahkeme kararında yazılıdır.
Göreve başlayan Komiser Heyeti, mahkemeden şirketin dosyasını alarak, içinde bulunan ön proje, bağımsız denetim şirketinin verdiği makul güvence raporu ve şirketin diğer belgelerini inceler.
Daha sonra kendi aralarında bir denetim stratejisini belirlerler. Bu stratejinin belirlenmesinde meslek grubumuzun tecrübeleri, denetim kabiliyetleri hemen kendisini gösterir. Hemen söylemek isterim, uygulamada Komiser Heyeti zımmen Yönetim Kayyımlığını da üstlenmiş olur.
Komiser Heyeti hiç vakit kaybetmeden şirketin merkezine giderek şirket yetkilileri ile önceleri yönetim kurulu üyeleri ile (gerekirse tüm ortaklarla) toplantı yaparak Komiser Heyetinin talimatlarına uymak zorunda olduklarını kendilerinin imzalı oluru olmadan hiçbir ödemelerinin yapılamayacağını, hiçbir borçlanma veya taahhüt yapamayacaklarını, eski borçların (kamu veya özel) ödemelerini yapamayacaklarını, kısaca yönetim kurulunun fiili görevinin devam etmesine rağmen, Komiser Heyetinin imzası veya oluru olmayan hiçbir işlem yapılamayacağını; aksi yapıldığında durumu mahkemeye rapor edeceklerini, bununda iflas sebebi olacağını şirket yetkililerine imzalı bir tutanakla tebliğ eder.
Komiser Heyeti bundan sonraki işletmenin; sevk ve idaresini, ödemelerini, alış ve satışlarını, tahsilatlarını, imalatını, pazarlamasını, finansal işlemlerini, çalışanlarını, tedarikçilerini ve nihayet devlete olan yükümlülüklerini gözetim, nezaret ve denetim altına alır.
Mahkeme heyeti aylık veya ikişer aylık dönemler halinde Komiser Heyetinden yazılı rapor sunmalarını ister.
Konkordato Komiser Heyeti göreve atandığında eğer çalışanların geriye doğru en fazla üç aylık maaş alacakları varsa; İş Kur’un Ücret Garanti Fonu’ndan işçilerin geriye doğru maaşlarının fondan karşılanmak üzere ilgili belgeleri hazırlatarak İş Kur’a verdirir. Kısa süre sonra Ücret Garanti Fonu’ndan, çalışanların banka hesaplarına maaşların yatırılması sağlanır. Fondan sağlanan bu ücret ödemeleri Devletin Hibesidir. Daha sonra ne işverenden, ne de işçiden alınır. Böylelikle çalışanların motivasyonu sağlanmış olur.
Konkordato Komiser Heyeti olarak sahada çok ilginç durumlarla karşılaşılmaktadır.
Mesela; Bazı özel bankalar mahkemenin konkordato kararı verdiği şirketin hesaplarını, kredi borçları var bahanesi ile bloke etmektedirler. Bu hukuksuzdur. Şirketleri zora sokarak ya kredi taksidini veya diğer borçlarına karşı paralarını vermemektedir/geciktirmektedir.
Bu durumda Komiser Heyetinin duyarlılığı çok önemli olmaktadır.
Başka bir örnek verelim;
Konkordato geçici mühlet verilen ve 300 personeli olan bir hastanenin, eski elektrik borcunu bahane ederek elektriğinin dağıtım firması tarafından kesilmesi olayıdır.
Aslında mahkeme kararı olmasına rağmen bunu yapmışlardır. Elektrik dağıtım şirketinin avukatı ile yaptığım bu eylemi konuşurken şu sözlerimi sizlere ifade etmeliyim.
“Sizin elektriğini kestiğiniz işyeri kereste fabrikası değil, kamu hizmeti veren toplum sağlığı için uğraş veren bir hastanedir. Şuan 4 adet ameliyathanemizde hastalar ameliyat halindedir. 32 yataklı yoğun bakım ünitemizde 17 adet yoğun bakım hastamız yatmaktadır. Jeneratörlerimiz en fazla birkaç saatlik elektrik üretmektedir. Jeneratörlerimizde bir arıza olursa veya elektrik üretemez hale geldiğimizde, marketten de elektrik alamayacağımıza göre hastanemizdeki ameliyathanelerde ve yoğun bakım ünitesindeki hastalarımızın hayatı tehlikeye girerek yaşamlarını kaybetmeleri halinde bu hukuksuz davranışınızın sorumlusu avukat olarak sizde, yönetiminizde, elektriği kesen ekibinizde sorumlu olacaktır. Hatta Türkiye gündemine gümm diye oturacaksınız, dememize rağmen elektriği kesip gitmişlerdir. Daha sonra kısmi bir küçük ödeme ve bakiye ödeme ile ilgili söz vermemiz sonucunda elektriği tekrar bağlamışlardır.”
Yine bu hastane ile ilgili, T.C. Sağlık Bakanlığından 6 milyon TL. alacağımız varken, hastane ve poliklinik sahibi olan bu şirketin, SGK İl Müdürlüğüne olan 2 milyon TL. eski borcu için SGK İl Müdürlüğünün bakanlıktan gelen 2 milyon TL.’nin 1,5 ay kadar bloke etmesi olayıdır.
Bu örnekler, mahkeme kararına apaçık bir karşı gelmektir. Hukuksuzdur. Yaptırıma tabidir.
Hemen söylemek isterim ki, sunduğum örnekler mesleğimizin verdiği tecrübelerimiz, kanunları bilmemiz ve özellikle ticari hayatın içinde olmamızın, kararlı duruşumuz sayesinde ve ilgili yerlere (BDDK, T.C. Cumhuriyet Başsavcılığına, ilgili bakanlıklara ve T.C. Cumhurbaşkanlığının konkordatoları izlemesini yapan ilgili birimlerine) şirket ve Komiser Heyeti olarak Suç Duyurusunda bulunacağımızı yazılı tebliğ ederek aşmış bulunmaktayız.
Oysa, konkordato almış şirketlere mahkeme kararına rağmen, şirketleri finans açısından bulunduğu durumdan daha da zor duruma düşüren bu davranışlar karşısında; T.C. Adalet Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, BDDK, hatta TOBB olarak Uygulama Birliği olması açısından derhal yönetmeliklerinin çıkarılması ve aykırı hareket eden kamu veya özel sektör temsilcisine cezai işlemlerin uygulanacağı çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
Komiser Heyetinin öncelik tanıyacağı ödemeler arasında ilk sırayı çalışanların maaş ve sosyal haklarının zamanında ve tam olarak ödenmesinin sağlanması, daha sonra kamuya olan yükümlülüklerin yerine getirilmesinin sağlanmasını, nihayet işletmenin ticari faaliyetinin aksamaması için tedarikçilere olan cari ödemelerinin (eski borçlar hariç), mal veya hizmet alımlarının siparişlerini, alımlarının zamanında gerçekleştirilmesine nezaret eder ve denetler.
Özellikle aşağıda açıklayacağım husus, hem kamu açısından hem o şirketin tüm ortakları açısından ve hem de alacaklıların alacağının korunması açısından çok önemlidir.
O da şudur:
Komiser Heyeti, işletmenin mal veya hizmetlerin satışlarının Kayıt Dışı olmamasını varsa bunun önlenmesini her satışlarına fatura kesilerek tüm tahsilatların şirketin banka hesaplarına yatırılmasının sağlanmasına, denetlenmesine dikkat etmelidir…
Bir başka önemli konuda, Komiser Heyetinin şirketin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulabilmesi için, Ön Projede sunulan ve şirketin finansmanını sağlayacak projelerin gerçekleşmesine azami gayreti göstermelidir.
Bu da yetmezse, şirket ortaklarına şirket sermayesinin Nakit koyarak artırmalarının şirketlerinin iflastan kurtulmalarına katkı sağlayacaklarına bunun hayati önemi olduğuna ikna etmeleri ve bunu tavsiye ederek gerçekleştirmelerine katkı sağlamalıdırlar.
Sonuç olarak;
Halen ve fiilen, mahkeme tarafından atanan Konkordato Komiseri görevini sürdüren Bağımsız Denetçi/Mali Müşavir/İç Kontrol Uzmanı tecrübeli bir meslek mensubu olarak, tüm bu emekler neticesinde Konkordato sürecini şirketin kurtulması yönünde kullanıldığında, firmanın iflastan kurtulup ekonomiye, istihdama, ihracata ve ülkemiz kalkınmasına hizmet edildiğini görmek bizlere ayrı bir mutluluk kaynağı vermektedir.
Türkiye’de ilk olan; İzmit / Kocaeli merkezli kurduğumuz ve Kocaeli, Muğla, Aydın, Yalova ve Manisa Bağımsız Denetçiler Derneklerimizin kurucu oldukları, Bağımsız Denetçiler Dernekleri Federasyonu’muz (BADEF) üyelerinin ve tüm meslektaşlarımın Konkordato Komiseri olarak alanlarında görev almalarını tavsiye ediyorum.
Ekonomimizin iyiye gitmesini isteriz. İyi gitsin ki şirketlerimizin konkordato talebi olmasın. Koronavirüsle uğraştığımız şu günler İnşaAllah geçecektir. Ancak ekonomimize vermesi muhtemel zararların şirketlerimiz tarafından nasıl karşılanacakları hakkında ciddi kaygılar içerdiği de bir gerçektir. Muhtemeldir ki önümüzdeki aylarda krize girmesi muhtemel şirketlerin konkordato talepleri artacak gibi düşünülmektedir. Umarım olmaz ama olması halinde şirketleri kurtaracak tecrübeli Bağımsız Denetçi, Mali Müşavir Konkordato Komiseri meslektaşlarımızın varlığının da bilinmesi ayrıca güvence sebebimiz olacaktır.
Dr. Şakir SÜLOĞLU
Bağımsız Denetçi / Mali Müşavir / CICP
BAĞIMSIZ DENETÇİLER DERNEKLERİ FEDERASYONU BAŞKANI